Uzmanlarımızdan Uzm. Psk. Sena Yıldırım’ın yazısı… Çocuklar kendini 2 yaş civarında başkalarından ayırt etme farkındalığına ulaştığında benlik kavramı ilk kez bu dönemde gelişmeye başlar. 20 yaşlarına gelindiğinde iyice belirginleşmeye başlar, bireyin yaşamı süresince de her zaman gelişemeye devam eder. (Kaya,1997) Benlik saygısı gelişimi özellikle erken çocukluk döneminde anne babanın tutumlarına bağlı olarak gelişim gösterir ve benlik saygısının temelleri atılan bu dönemden başlayarak yaşamın ilerleyen yıllarında bu kavramın yerleştiği görülür. Bu yüzden erken çocukluk döneminde anne babanın tutumu son derece önemlidir. Özellikle anne babanın çocuğunu her koşulda kabul etmesi, olumlu davranışlarına yönelik davranışlarını mutlaka övgü ile karşılık vermesi, çocuğuna değer vermesi, önemsemesi, güçlü yönlerini ortaya çıkarması ve bunların yanı sıra çocuğunu empatik bir yaklaşım ile etkin bir şekilde “sen” dili yerine […]

Uzmanlarımızdan Uzm. Psk. Dan. Özge Gülmeriç’in yazısı… Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya çapında çocuk ve ergenlerin %10-20’si bir ruh sağlığı problemi ile karşılaşıyor. Bazı durumlarda sorunlar kısa süreli olsa da, bazı durumlarda da süreğen olabiliyor. Çocuklarla bu konuyu konuşurken, söylediğimiz ve söylemediğimiz şeyler ise onlara verebileceğimiz desteği olumsuz yönde etkileyebilir. Kendilerini ifade etme konusunda yetişkinler kadar deneyimli olmayan çocuk ve ergenler için bu konuları anlatmak ve hakkında konuşmak yeterince zor iken, ruh sağlığı bozukluklarına karşı olan önyargılı tutumlar çocuk ve ergenlere destek olunmasını engelleyebiliyor. Bu yazıda, ruh sağlığı sorunu olan çocuk ve yetişkinlerle konuşma konusunda dikkat edilmesi gereken noktalara değinmek istedim. Neler söylenmemeli? Neden diğerleri gibi olamıyorsun. Evet, dinlediğinizde sizinle paylaştığı konu çok önemsiz olabilir ancak aynı durum karşısında herkesin […]

Uzmanlarımızdan Uzm. Psk. Sena Yıldırım’ın yazısı… Okul öncesi dönemi olarak bilinen 0-6 yaş dönemi çocukların temel bilgi beceri ve bir takım alışkanlıklarının kazanıldığı bir dönemdir. Bu dönemde çocukların büyük bir kısmı zihinsel,duygusal, sosyal ve bedensel gelişimini tamamlamaktadır. Bu yüzden çocukların bu dönemde alacakları eğitim çok önemlidir. Çünkü 0-6 yaş döneminde çocuğun öğrenme yetisinin en yoğun olduğu, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği süreçtir. Tam bu aşamada okul öncesi eğitimin çocuğa sağladığı yararlar oldukça fazladır. Çocuklar bu dönemde yaşama becerilerini oyunla öğrenirler. Yetişkinlerin bir işi olduğu gibi çocukların işi ise oyun oynamaktır. Çocukların bu oyun ihtiyacını yaşıtları ile işbirliğini geliştirebilmesi, paylaşmayı öğrenmesi, kendi haklarını koruyabilmeyi öğrenebileceği en iyi yer anaokuludur. Anaokullarında verilen temel eğitimlerden biri de çocuğa sorumluluklar vermek ve onu yüreklendirip […]

Uzmanlarımızdan Uzm. Psk. Dan. Özge Gülmeriç’in yazısı… Doğumdan itibaren – hatta daha öncesinden- çocuğunuza yüklediğiniz anlamlar vardır. Onun çok cesur, narin, akıllı, hareketli… nasıl bir çocuk olacağını mutlaka düşünmüşsünüzdür ve doğduğu andan itibaren de verdiğiniz mesajlarla çocukların kendilerine ilişkin algılarını oluşturmalarına yardımcı olursunuz. Özgüven bir çocuğun kendisine yönelik iyi duygular geliştirilmesi sonucu kendisini iyi hissetmesi demektir. Başka bir deyişle kendisi olmaktan memnun olması ve bunun sonucu kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir. Özgüveni yüksek olan bireyler genelde, kendilerine güvenen, başarma isteği olan, iyimser, zorluklardan yılmayan, yeni düşüncelere ve deneyimlere açık ve araştırmacı, insan ilişkilerinde rahat ve sevecen, sorumluluk yüklenen ve atılımcı bir kişilik özelliğine sahiptirler. Kendilerini saygı ve kabul edilmeye değer, yararlı ve önemli kişiler olarak algılarlar. Anne babalar olarak […]