Ergenlik dönemi; kimliğin şekillendiği, duyguların yoğunlaştığı ve bağımsızlık ihtiyacının arttığı özel bir gelişim sürecidir. Ancak bu dönem, aile içinde iletişimin zorlaştığı, suskunlukların ve yanlış anlamaların çoğaldığı bir zaman dilimi de olabilir.
Birçok ebeveyn, “Çocuğum benimle neden konuşmuyor?” veya “Artık bana güvenmiyor mu?” diye merak eder. Oysa ergenin sessizliği çoğu zaman bir kopuş değil, duygusal korunma biçimidir.
Sessizlik Bir Mesajdır: Ergenin Duygusal Dünyası
Ergenlik, duygusal fırtınaların yaşandığı bir dönemdir.
Kimi genç duygularını açıkça ifade ederken, kimisi susmayı tercih eder. Bu sessizlik çoğu zaman bir “umursamazlık” göstergesi değil, kendini koruma çabasıdır.
Eleştirilmekten, anlaşılmamaktan ya da yanlış yorumlanmaktan korkan ergen; iç dünyasında yaşadığı karmaşayı kelimelere dökmekte zorlanabilir.
Psikodinamik açıdan bakıldığında, bu sessizlik çoğu zaman bastırılmış duyguların dili haline gelir. Kızgınlık, utanç, suçluluk ya da kırgınlık, ifade edilemeyince geri çekilme davranışına dönüşür.
Ebeveynin Yaklaşımı: Dinlemek, “Duyabilmek”tir
Ergenle sağlıklı bir iletişim kurmanın ilk adımı yargısız dinlemektir.
Ebeveynin niyeti ne kadar iyi olursa olsun, “Neden böyle davranıyorsun?”, “Eskiden böyle değildin” gibi ifadeler savunma yaratabilir.
Bunun yerine şu cümleler, ergenin duygusal alanını açar:
-
“Seni dinlemeye hazırım.”
-
“Bunu yaşarken neler hissettin?”
-
“Anladığım kadarıyla şu an zorlanıyorsun.”
Bu tür cümleler, gence görülme ve anlaşılma duygusu kazandırır.
Çünkü çoğu zaman gençler “sorunun çözülmesini” değil, “duygularının fark edilmesini” isterler.
Duygusal Kopukluk Değil, Korunma
Ergenin içine kapanması, ebeveynle bağın koptuğu anlamına gelmez.
Tam tersine, ilişkideki dengeyi yeniden kurmak için zaman ve güven arayışıdır.
Bu süreçte ebeveynin sabırlı olması, sınır koyarken aynı zamanda kabul edici bir tutum sergilemesi önemlidir.
Unutmayın, ergenin duygusal olarak uzaklaşması çoğu zaman sizi reddetmesi değil; kendi kimliğini inşa ederken alan açma çabasıdır.
İletişimde Denge: Görülmek ve Görmek
Sağlıklı iletişim, hem ebeveynin hem gencin birbirini “duyması” ile mümkündür.
Ebeveynin rehberliği, yargısız kabulü ve empatik yaklaşımı; gencin güven duygusunu güçlendirir.
Zaman zaman duygusal yoğunluklar yaşanabilir, ancak unutulmamalıdır ki;
ergenlik geçicidir, ilişkiler kalıcıdır.
Bu dönemde kurulan güvenli iletişim, bireyin ileriki yaşamındaki duygusal dayanıklılığını da destekler.
Sonuç: Sessizliğin Ardındaki Mesajı Duyabilmek
Ergenlikteki sessizlik, bir problem değil, bir mesajdır.
Ebeveyn olarak bu mesajı duymak, çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarını anlamak için en değerli adımdır.
Her sessizlik, aslında “beni fark et” çağrısıdır.
Bu çağrıyı sabırla, şefkatle ve anlayışla karşılamak, hem iletişimi hem de güveni yeniden inşa eder.
